İÇİNDEKİLER
- 1 Mezopotamya Nedir?
- 2 Mezopotamya Tarihi
- 3 Mezopotamya Uygarlıkları Hangileridir?
- 4 Mezopotamya Uygarlıklarında Yazı ve Dil
- 5 Mezopotamya Uygarlıklarında Dini İnanış
- 6 Mezopotamya Uygarlıklarının Yaşam Şekli Nasıldır?
- 7 Mezopotamya Uygarlıklarında Hukuk Sistemi
- 8 Mezopotamya’da Tıp Nasıldı?
- 9 Mezopotamya’da Mimari ve Sanat Ne Durumdaydı?
Mezopotamya’daki bilimsel faaliyetler daha çok alan hesaplama, su kanalları hazırlama, ölçme ve değiş tokuş gibi matematik ve astronomi bilgileriyle gerçekleştirilmiştir. Mezopotamya astronomisi aynı zamanda modern astronominin temellerini atmıştır. Genelde dini inançlara ve mitolojiye dayandırılan bu tür çalışmalar, Mezopotamya’da matematiksel astronomi olarak ele alınmıştır.
Evrenin yer ve gök arasında olduğuna inanan Mezopotamyalılar gezegenlerle beraber 12 takım yıldızı hakkında araştırmalar yapmıştır. Mars, Jüpiter, Satürn, Merkür ve Venüs’ün tutulma düzlemi yakınında dolaştığını saptayan Mezopotamyalılar aynı zamanda ay yılı takvimi ve hicri takvimin temellerini atmıştır. 1 günü 12 saate bölmüş, saati de 60 dakikaya bölerek bir 1 dakikanın 60 saniye olduğunu hesaplamışlardır. Sıralanan 5 gezegen ile beraber Ay ve Güneşi de hesap ederek 1 haftanın 7 gün olduğu kabul edilmiştir. 7 günlük hafta süreci daha sonra Romalılar aracılığıyla Avrupa’ya taşınmış ve buradan da dünyaya yayılmıştır.
Mezopotamya’da dikkat çeken bir diğer özellik, 60 tabanlı rakam sistemidir. Konumsal olan bu sistemde, bir rakamın sayı içerisindeki yerine göre farklı değerler alması durumu söz konusudur. Buradan anlaşılacağı üzere daha sonraki yıllarda harf rakam sisteminin kullanan Roma ve Yunanlılardan ileri düzeyde oldukları bilinmektedir. Cebir’in kurucusu olan Mezopotamyalılar gelişmiş bir rakam sistemine sahiptir. Bu sayede cebir konusunda çok daha kapsamlı çalışmalar yapılabilmiştir. 1. ve 2. derece denklemleri sınıflandırabilen Mezopotamyalılar aynı zaman gruplar için farklı çözüm formülleri geliştirmiştir. Son olarak geometride analitik problemler üzerine yoğunlaşmış ve bu tür problemleri de cebir yoluyla ele almışlardır.
Thales teoremini dik üçgenler için bulup kullanmaları, cebirle geometri arasındaki bağı ortaya çıkarmaktadır. Öte yandan daireyi 360 dereceye bölen ve bunu formül olarak hazırlayan yine Mezopotamyalılar olarak kabul edilmiştir. 60 tabanlı sayı sistemini oluşturan Sümerler daha sonra resim ve işaret dilinden yararlanarak çarpım tablosunu da kullanmıştır. Alan hesaplamaları için 3,125 değerini kullanan Sümerlerden sonra Babillerin de bilim alanındaki çalışmaları devam etmiştir.
Bir önceki yazımız olan Mezopotamya’da Tıp Nasıldı? başlıklı makalemizde mezopotamya hakkında bilgiler verilmektedir.